29 Aralık 2012 Cumartesi

yine beğendiğim fotoğraflardan




yine kendi çekimlerim, fotoğraf çekmeye, çekilmeye bayılıyorum. Elime bir ara bol para geçerse Allah izin verirse ilk önce profesyonel makina alacağım :)

27 Aralık 2012 Perşembe

1 ocak 2013; başlamanın tam zamanı :)

Herkesin 2013'ten beklentilerini söylediği şu günlerde ben de fikrimi paylaşmasam olmazdı dimi :) Evvela şunu açıklayarak başlayacağım. Ben 2013'ten bir şey beklemiyorum, 2013 yılında olmasını istediklerimi Rabb'im den istiyorum. Elbette listenin başını sağlık çekiyor ama bu sadece 2013 yılı için olmamalı, aslında istenen herşey için geçerli bu. Sanki 2013'te sağlık isteyip 2014 te istemeyecek miyiz ya da bunları yılbaşından yılbaşına mı söyleyeceğiz? İnsan her zaman ve herkes için dua etmeli. Biraz konu dışına çıktım hemen geri dönüyorum konuya. Benim asıl değinmek istediğim şu; hani bazen bir işe başlamak isteriz de hep erteleriz ya şimdi başlamanın tam zamanı. Bu benim için de kaçırılmayacak bir fırsat çünkü hep işlerimi ertelerim ve "pazartesi başarım", "ay başında başlarım" gibi bir takıntım var malesef. Oysa ertelemenin sonu gelmiyor. Bu arada 1 ocak 2013 salı gününe denk geliyor yani haftanın başı sayılır. Bu da bir avantaj. Şimdi 2013 te gerçekleştirmeyi planladıklarımın listesini veriyorum.
   1-Erken kalkmayı alışkanlık haline getirmek: Uykucu olduğumu itiraf ediyorum ve bundan memnun değilim.Saat 9:30-10:00 dan önce kalkmam hatta eğer uyandırmazlarsa daha da uyuyabilirim. Bu da bana günde 2 saate patlıyor eğer 8 de kalktığımı düşünürsek. 2 saat de haftada 14 saat ediyor bu da uyku saatlerini saymazsak 1 gün demektir.
   2-Spor yapmak: Her gün en az yarım saat yürüyüş yapmak
   3-TV izlemeyi,internette takılmayı en aza indirmek: Bunlar da uyku gibi zamanımızdan çalıyor. Gün içinde 3,4 saat en az bu ikisi ile bitiyor
   4-Ölçülü yemek yeme: Bu da her pazartesi başlayıp salı günü bitirdiğim bir istek :) ama kesin karalıyım bu sefer, çünkü kilo almaya başladım, haziranda da gelin olcam, olmaz, kilomu korumam lazım (:
   5-İngilizcemi geliştirmek:Alt yapı var ama yeterli değil.Herhangi bir İngilizce bir şarkı dinlerken sözlerini anlayarak dinlemek istiyorum
   6-Dikiş, örgü, el işleri öğrenmek: Çok seviyorum elişleriyle uğraşmayı hatta hobim diyebilirim, ileride para kazanabileceğim düzeye gelmek hedeflerimin arasında eğer kendime uygun bir iş bulamazsam.
    En önemlileri bunlar, 2013 temmuz a Allah izin verirse evli olarak gireceğim ve kendi düzenimi kuracağım, bir evin düzeni tamamen bana ait olacak, ne demişler: "Yuvayı dişi kuş kurar". Dolayısıyla herşeyin nizamında gitmesi için planlı bir yaşam şart, bir kere sabah kocayı evden gönderdikten sonra akşama kadar uykuyla, tv ile, dedikoduyla günlerimi harcamak istemiyorum.Kendimi geliştirebiceğim kurslara katılabilirim vs. Hulası kelam evlendiğimde zorlanmamak için planlı bir hayatın temellerini 1 ocak 2013 te atıyorum ben. Sizlerin de mutlaka hedefleri vardır, 2013 e sayılı günler kala siz de listenizi hazırlamalısınız :)

21 Aralık 2012 Cuma

Uzun süredir blogumda faydalı da olabilecek bir şeyler paylaşabilir miyim diye düşünürken içinde bulunduğum durum aklıma geldi, ne mi? Ben nişanlıyım ve çeyiz düzme telaşındayım. 30 haziran 2013 te düğün düşünüyoruz henüz gün almadık ama bir gün daha geçiremeyiz zaten tam 3 yıl üstüne düğün yapacağız ve millete cevap vermekten bıktım, usandım. Çünkü görücü usulü bir evlilik olacak, yani hedef evlenmek, flört etmek değil. Her neyse benim amacım çeyizimi uyguna düzmek. Aldıklarımı da burada tek tek paylaşacağım, henüz pek bişey almadım, en kısa zamanda başlayacağım


geçen kış kendi çektiğim fotoğraflarımı paylaşmak istedim bu gece :)

12 Aralık 2012 Çarşamba

Kore dizisi sevenlere Smıle You :)

Dizinin konusu hakkında arama motorundan bilgi edinebilirsiniz zaten ben sadece kendi yorumumu paylaşmak istedim. Kesinlikle dizi düşkünlüğüm falan yoktur izlediğim zamanda canımı sıkmayacak dizileri tercih ederim eğer siz de benden seniz kesinlikle tavsiye ederim :) yeri geliyor güldürüyor yeri geliyor duygusallaştırıyor ve tam bir aile dizisi denilecek kıvamda olmuş. Tüm oyuncularda bence rolleriyle özdeşleşmiş, ben sanki dizi değil de gerçek bir yasamı izliyormuşum gibi hissettim. Zaten ilk bölümü izlediğinizde devam etme ihtiyacı duyacaksınız ve bir bakmışsınız bitmiş tabi boş zamanınız bolsa. Çünkü diğer Kore dizilerine nazaran birazcık uzun, 45 bölüm.

10 Aralık 2012 Pazartesi

evim şahane

Evim şahane programını izlemeyen yoktur, ben severek izliyorum zaten o saatlerde baska birşey de bulamıyorum izlemeye. Mimar Selim bey in de ustaların da hakkını vermek lazım, iyi çalışıyorlar ve gercekten yaptıkları işin hakkını veriyorlar. Buraya kadar hersey tamam da bence bazı eleştirilecek yanları var, mesela programın basında evi bosaltmadan önce değiştirecekleri esyaları camdan atmaları, kırmaları, dökmeleri, yakmaları vs. cok sacma ve itici. Onun yerine o esyalara ihtiyacı olan birilerine verilebilir. Hatta bugün kü programda bunu gördüm ve mutlu oldum :) Şimdi diğer bir husus da bence final kısmı tam bir senaryo ama oyuncular iyi değil :) Tamam gercekten bazıları sasılacak derecede değiştiriliyor ama ne o ağlamalar, çığlık atmalar falan hiç gerçekçi değil. Bir de keske durumu iyi olmayanlara, gercekten ihtiyacı olanlara yardımcı olsalar ya o parayla, yani evi gercekten tadilat isteyen, değişiklik isteyen insanlara lükse kaçmadan yardım etseler ya diyordum gecen kanalları gezerken Esra Erol da Selim Bey i gördüm, orada evlenecek bir çiftin evini düzenleyeceklermiş, sabırsızlıkla bekliyorum (:

9 Aralık 2012 Pazar

çaylaaaaaaaarrr

 Çay dedin mi bizim evde akarsular durur :) şu ingilizlerin 5 çayı bizde ikindi çayı oldu, yazları ikindi vaktine denk geldiğinden olduğunu anlamışsınızdır (: ne kadar çok işimiz olursa olsun o asla unutulmaz, atlanmaz, hele de babam bizim evde içer, yengem çaya çağırır, hiç içmemiş gibi gider bir de orada da içer. Hatta bir yengemiz var ki aman Allah ım onun ki tiryakilik değil başka birşey, sabah kalkar kalkmaz 1,2 double çay içer, sonra kahvaltı eder. öğle, ikindi, akşam hiç çaysız geçirmez, asla çay israf etmez, demlikte çay suyunu çekmişse ona su çekip çekip içer, biz ona paşa çayı diyoruz ki biz içmeyiz.neyse şimdi bizim aileden çıkalım bazen düşünüyorum da çay olmayaydı biz ne yapacaktık acaba, misafir gelince ilk ikramımız o, canımız sıkılınca yapacağımız şey çay demleyip yanına da bir şeyler çıkarttın mı ohh kimse değmesin keyfimize dimi ama :) neyse şimdi bir tanıdığımızın bizzat yaşadığı, hiçbir yerde duyamayacağınız bir fıkra paylaşmak istiyorum.
  Kahvehanecilik yapan bir adam bir gün her zaman olduğu gibi sabah kahvesini açar, çayını demler tam o sırada telefon gelir ve cenaze haberi alır, çayın altını kapatır, cenaze baska sehirdedir, gider  ve 2 gün sonra geri gelir kahvesini açar.  Yakın arkadası kahveye gelir daha çay demlenmemiştir, çay ister, arkadasının aklına bir muzurluk gelir, 2 gün önceki çaydan arkadasına ikram eder ve çayın nasıl oldugunu sorar. Arkadası da ne dese begenirsiniz " az daha bekleseydi iyi olurdu" :) kahveci de  kahkahayı patlatır "zaten 2 gündür bekliyor, daha ne beklemesi " :)